Ve yarın…
“BU DA MI OLDU?” dediğimiz her şeyin bir fazlası olacak.
Ne acı ki artık bu cümleyi her sabah yeniden kurar olduk.
Gün geçmiyor ki memleketimizde bir KADIN, bir EVLAT, bir ANNE, bir KARDEŞ, bir İNSAN daha katledilmesin.
Bugün, bilim ve eğitimin yuvası, geleceğimizin yetiştiği yer olarak gördüğümüz Erciyes Üniversitesi’nde KADIN CİNAYETİ işlendi.
Beş yıl önce boşandığı eşi tarafından bir kadın daha hayattan, umutlarından, geleceğinden koparıldı…
Yani bir hayat daha söndü, bir umut daha toprağa gömüldü.
ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ!
Ne yazık ki, bu ülkede ciddi bir güven meselesi doğmuş durumda…
Ne sokaklar güvenli, ne okullar, ne iş yerleri, ne de alışveriş merkezleri…
Ve özellikle bir kadınsanız, bu ülkede en temel hakkınız olan yaşama hakkı bile güvende değil!
BU TABLO KADER DEĞİLDİR!
Bu tablo, yıllardır süren cezasızlık politikalarının, görmezden gelinen şiddetin, susturulan çığlıkların sonucudur. Kadınların sesi sustukça, adalet geciktikçe, bu kara tablo büyümeye devam edecektir diye düşünüyorum.
Oysa bu ülkenin kadınları, artık sadece yaşamak istiyor.
Korkmadan; sokakta yürümek, güvende hissetmek, yarına umutla bakmak istiyor.
BU İSTEK ÇOK MU FAZLA?
Bir insanın yaşama hakkı, gerçekten bu kadar değersiz mi görülüyor?
BURADAN AÇIKÇA SÖYLÜYORUM:
Biz bu tabloya, bu karanlığa, bu sessizliğe alışmayacağız!
Her kadın için, her kaybedilen can için, her çığlık için konuşmaya, yazmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz.
Çünkü susmak, bu düzenin ortağı olmaktır.
BİZ SUSMAYACAĞIZ!